Disfaji genel ve basit bir tanımlamayla yutkunmadaki zorluktur. Bir insan hiç yutamadığında aphagia terimi de kullanılmaktadır. Bu yutma güçlüğü bütün yiyecek, ilaç, hap, sıvı ve tükürük gibi bütün kıvamlar için geçerlidir. Yutkunma güçlüğü yutkunma mekanizmasındaki problemlerden kaynaklanabileceği gibi, nörolojik bozukluk, gastrointestinal bozukluk travma/ameliyat sonucu olan organ kayıplarından sonra da oluşabilir.
(Dislexia) Gelişimsel disleksi beklenmeyen okuma güçlüğüdür. Bu bazı çocukların okuma ve yazma güçlüklerinin işitme, görme, zeka veya yetersiz eğitim olanaklarıyla açıklanamamasıdır. Dünya Nöroloji Federasyonu (The Word Federation of Neurology) disleksiyi şöyle tanımlar: Disleksi uygun eğitime, zekaya ve sosyo-kültürel olanaklara rağmen kendisini okumayı öğrenmede güçlük olarak gösteren bir bozukluktur . Bir çocuğun disleksik olarak kabul edilebilmesi için çocuğun IQ seviyesinin normal olması, okuma yaşının yaşından ve IQ düzeyinden beklenebileceğinin altında olması ve ev ortamının, eğitim olanaklarının çok düşük seviyede olmaması gerekmektedir.
"Normal artikülasyon bir seri kompleks hareketin arka arkaya meydana gelmesinden oluşur. Düzgün artikülasyonda artikülasyonla görevli organların (dil, dişler, dudaklar, damak, çene, ses telleri, yumuşak damak) zaman, yön ve güçlerinin yeterli olması gerekmektedir. Artikülasyon genelde akciğerlerden gelen hava akımının biçimlendirilmesi ve velofaringeyal hareketlerle kendiliğinden oluşmaktadır. Artikülasyonun problemli olduğu durumlar organik (fiziksel neden) veya fonksiyonel olabilir. Organik nedenlerin bazıları işitmenin çeşitli derecelerde kaybı, yarık damak ve dudak, cerebral palsy, dil altı bağı (tongue-tie), kazanılmış apraksi, dizatri olabilir. Fonksiyonel nedenler de çok çeşitli olabilir. Ama şüphe yok ki artikülasyonun değerlendirilmesi kompleks ve bilgi gerektiren bir durumdur.
Nörolojik nedenli aprakside de gelişimsel apraksi de olduğu gibi kişinin yapmayı amaçladığı hareket ortaya çıkartılamaz. Oysa bu hareketleri sağlayacak bütün kaslar normaldir. Fakat beyinden gelen programlamanın bozuk olması tam olarak amaçlanan hareketin oluşmasına engel olmaktadır. Üç tür apraksi vardır; vücut apraksisi, oral apraksi ve konuşma apraksisi. Vücut apraksisinde kişi istenilen el ve ayak hareketlerini yapamaz. Örneğin el salla denildiğinde yapamaz. Oral apraksisi olan kişi örneğin, dilini dışarı çıkartması istendiğinde veya öpücük yollaması istendiğinde yapamaz. Konuşma apraksisi olan kişi ise sesleri ve heceleri oluşturacak hareketleri ve bunların arka arkaya sıralanışının planlamasını yapamaz. Bir kişi bu üç tür apraksiden birini ikisini veya üçünün özelliklerini de gösterebilir.
Bu terim beynin anlama ve üretme merkezlerinin zedelenmesi sonucu ortaya çıkan dilin ve konuşmanın kaybı için kullanılır. Afazi daha çok felç ve beyin kanamaları sonucu olur. Diğer afazi oluşturan nedenler ise tümörler, enfeksiyon, toksik zehirlenme ve metabolik bozukluklar olabilir. Afazi kendi içerisinde ve afazisi olan kişiden kişiye farklılık gösterse de bazı klinik özelliklerin afaziye özgü olduğunu söylemek mümkündür. Bu özellikler aşağıdaki gibi listelenir:
Bazı çocuklar beyin zedelenmesi sonucu dil becerilerinin bir kısmını yitirirler. Beyin zedelenmesi local veya yayılmış olabilir. Lokal olanlar beynin belli bir bölgesiyle sınırlı olup vasküler lezyonlar, tümörler veya kurşun yaralanmaları ile olabilir. Diffuse lezyonlar travmatik beyin zedelenmeleri veya zehirlenmeyle olabilir. Sol hemisfer zedelenmesi olan çocuklar afazik semptomlar gösterirler ki bu, yetişkinlerde görülene benzer. Çocuklarda en sık görülen felç sebepleri; cardiac disease, vascular occlusion, sickle cell disease. Bunlara ek olarak Landau-Kleffner sendromu’nda da dil becerisinin yavaş veya ani kesilmesi söz konusudur.
Craniofacial anomaliler yarık damağı kapsayabilir veya kapsamaz. Anotomik deviasyonlardır. Bu bozukluklar oral/ fasiyel yapıyı, kranyumu veya ikisini de kapsar. Bu tür bozuklukları travma sonrası görmek mümkünse de, craniofacial anomaliler genellikle konjenital ve sık olarak da genetiktir. Bu sendromlar Pierre Robin, Apert, Shprintzen, Treacher Collins ve Crouzon disease gibi olabilmektedirler.
Yarık dudak ve damak çok sık görülen konjenital bir orofasiyel bozukluktur. Tam bir rakam vermek mümkün olmasa da görülebilen yarık damak sıklığının 750/1 olduğu tahmin ediliyor .