Seçici Mutizm

Seçici Mutizm

Seçici mutizm’in başlangıcı 3-5 yaşları arasında yani okul öncesi dönemdedir. Genetik bir bozukluk değildir. Erken dönemde başlatılan terapiye cevap verir. Genetik olmadığı için uygun müdahale ile çözülmesi mümkündür. Bu bozukluktan literatürde yüz yıldan fazladır bahsedildiği halde bu hep farklı adlar altında  olmuştur. İlk kayıtlar 1877 yılında bir Alman doktor olan Kussmaul’un ilk gözlemleridir. O bu bozukluğu, konuşma becerileri olmasına rağmen bazı insanların belli durumlarda konuşmaması olarak tanımladı. Bozukluk literatürde belli bir adı olmadan 1934 yıllarına kadar bahsedildi, ta ki İsviçreli bir çocuk psikiyatristi olan Mortiz Tramer görülen özelliklere seçici mutizm adını verene kadar. Onun inancına göre çocuklar belli durumlarda ve belli insanlarla konuşmamayı seçiyorlardı.

DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)- 4 (1994) aşağıdaki kriterleri seçici mutizm için belirlemiştir.

1.Belli sosyal durumlarda asla konuşmama; buna rağmen diğerlerinde konuşma.

2.Eğitimsel, mesleki ve sosyal iletişimin bu durumdan etkilemesi.

3.Konuşmama halinin konuşma diliyle ilgili bir zorluktan ileri gelmemesi (yabancı dil gibi).

4.Konuşamamanın belli bir iletişim bozukluğuna bağlı olmaması (kekemelik gibi).

Seçici mutizm oldukça ender görülür. Kızlarda görülme oranı biraz daha yüksektir. Okul öncesinde ve genellikle de ev dışında ki ilk eğitim ortamında görülüyor. Görülen vakaların çoğunda gelişimsel dil problemleri seçici mutizme eşlik eder görülmüştür. Seçici mutizmi başlatıcı pek çok neden araştırmacılar tarafından öne sürülmüştür. Aşırı anne koruyuculuğu, travma, anne ve baba anlaşmazlığı, doğum sırası  bunlar arasındadır. Seçici mutizm konuşma yeteneği olduğu halde sadece konuşacağı yerleri seçen bireyler için kullanılır.

Mutizm alt gruplara ayrılmıştır. Bunlar Organik mutizm ve Fonksiyonel mutizmdir. Organik mutizm merkezi sinir sistemindeki bozukluktan dolayı oluşur, psikolojik bir kaynağı yoktur. Örneğin CP (Serebral Palsi) olan bir çocukta organik mutizmden söz edile bilinir. Fonksiyonel mutizm ise alt gruplarıyla tanımlana bilinir. Bunlar:

  • Sembiotik mutizm: a)Çocuğun kendisine bakanla kurduğu (ki bu genellikle annedir) sembiotik ilişki. b) anne veya babadan bir tanesi ilişkiye hakimdir ve kontrol eder.
  • Reaktif mutizm: a) Bu mutizmle  pek çok emosyonel reaksiyonlar ilgilidir.
  • Pasif agressif mutizm:a) Çocuk mutizmi bir silah ve kontrol mekanizması olarak kullanır. b) genellikle anti sosyal davranış sergiler. c) Olumsuz tepki olarak konuşmama.
  • Konuşma Fobisi: a)Kendi sesini duyma korkusu. b)uygunsuz bir şey söyleme korkusu. c)Konuşmasını kontrol etmeye saplantılı şekilde ihtiyaç duyma.

Mutizmi ayırıcı başka özelliklerden diğer ikisi de geçici ve sürekli mutizm ayrımıdır. Geçici mutizmin özellikleri:

  • Çocuk genellikle beş yaşından küçüktür.
  • Konuşmama davranışı sadece tek bir ortamda vardır.
  • Bozukluğun başlangıcı 6 aydan daha uzun değildir.
  • Konuşmama davranışı sürekli değildir. Çocuk zaman zaman konuşmaz.

Sürekli mutizmin özellikleri:

    • Mutizm 6 aydan daha uzun bir süredir vardır.
    • Çocuk genellikle beş yaşından büyüktür.
    • Konuşmama davranışı süreklidir.
    • Konuşmama davranışı birden fazla ortamda vardır.

Davranışsal Özellikleri:

Klinik özellikleri:

  • Sosyal olarak geri çekilme ve yalıtma davranışları
  • Aşırı utangaçlık
  • Karşı koyma davranışı
  • Mükemmeliyetçilik
  • Konuşma-dil bozukluğu
  • Bedensel reddedişleri vardır.

Seçici mutizm ile birlikte görülen davranış özellikleri okul öncesi dönemde şöyle tarif edilir. Bu çocukların genellikle normal ve normalin üstünde zekaları olduğu, evde kontrol edilmesi zor çocuklar oldukları, öğretmenlerin aşırı utangaç, kendine dönük ve izole olarak tanımladıkları çocuklardır. Diğer bir durumda anneden ayrılmayı sosyal ortamlarda reddetmeleridir.

 Seçici Mutizmi olan çocuğa iletişim amaçlı yaklaşım:

Bu bozukluk aslında komplike olmamakla birlikte, farklı bir konuşma ve dil rehabilitasyonu gerektirir. Temel problem, iletişim davranışına karşı çocuğun duyduğu anksiyete ve aşırı duyarlılıktır. Bunlarla birlikte gelişen konuşma ve dil problemi ise, çocuğun utanma ve früstre olmasının kaynağıdır. Alıcı dil ve bilişsel fonksiyonlar normal limitler içerisindedir. Çocuğun iletişim konusundaki anksiyetesini arttırmamak önemlidir. Çocuğun mükemmeliyetçi eğilimleri ona  kötü konuşmaktansa, hiç konuşmamasını söylemektedir. Çocuğa yaklaşmaya ona rahatlatıcı sözler söyleyerek başlayın. Örneğin: ‘‘Bazen tanımadığımız insanlarla konuşmak korkutucu gelebilir’’ veya ‘‘her zaman ne söyleyeceğimi bilmiyorum’’ tarzında cümlelerle başlayıp, çocuğa hissettiğinin doğal olduğunu söylemek iyi olur. Sonra konuşma tarzınızı değiştirip hatalar yaparak, fısıldayarak, basit cümleler kullanarak çocuğu sizin uzun cümlelerinizi taklit etme baskısından kurtarabilirsiniz. Aynı zamanda çocuğa hissettirmelisiniz ki; her ne kadar konuşmamak daha az korkutucu olsa da, çevresini kontrol etmesi için iletişim kurması gerekmektedir.

Çocukla fazla konuşma gerektirmeyen aktivitelerle başlayabilirsiniz. Bunlar boyamalar yapmak olabilir. Ama aynı zamanda çocuğa çevresini kontrol edebilmesi için de pek çok seçenek verin. Örneğin; eğer boyama yapıyorsanız ona yapılacak başka iki aktivitenin resimlerini gösterin ve ilk seçtiğini önerin. Eğer işaret etmez veya almaz ise, onun istediğini düşündüğünüzü değil de, sizce istemediğini verin. Bu onun gelecek sefer iletişim kurma isteğini arttıracaktır. Unutmayın ki, bu çocukların problemi kontrol düşkünü olmaları, inatçı ve çevrelerini yönlendirmek istemeleridir, iletişim kurmadıklarında daha fazla früstre olacaklarını hissettirin.

Konuşma ve Pragmatik Dil Becerileriyle ilgili güveni arttırmak

Gözlem yoluyla çocuğun kendisini güvende hissettiği sosyal ilişki düzeyini belirleyin. Seçici mutizmi olan çocukların kendi dil gelişimleri hakkında gerçekçi olmayan beklentileri vardır. Çünkü amaçladıkları yetişkin düzeyidir. Sosyallik içindeki doğrudan öğretilmeyen kurallar oldukça komplikedir. Bunları öğrenmesi için ona zaman tanıyın. Örneğin ona kitap okuyun ve her seferinde ‘‘lütfen’’ ve ‘‘teşekkür’’ ederim kelimelerini duyduğunda elini çırpsın veya bir kavanoza düğme atsın. Veya bir oyun oynayın bu oyunda birisi yanlış şeyler söylesin ve sizde bu yanlışları yakalaması için çocuğa yardım edin.

No Comments

Post A Comment