Bebeklerde normal iletişim seyri; anne-baba perspektifi

Bebeklerde normal iletişim seyri; anne-baba perspektifi

Bebeklerde normal iletişim seyri; anne-baba perspektifi

Bebekler dördüncü aylarına kadar insan yüzüne çok bakarlar ama bu aydan sonra ilgilerini nesnelere ve olaylara çevirirler. Bu dönemde yetişkin ve bebek hep birliktedirler. Yetişkin doğal olarak bebeğin ilgilendiği, baktığı şeylere bakar ve bunlar hakkında konuşur. Bebeğin ilgisi ve hissedişi üzerine bir konuşmadır bu. Gene bu aylarda yetişkin göz kontağını kestiğinde, bebekte yetişkinin baktığı yere bakmaya başlar (Scaife ve Bruner, 1975; Butterworth ve Cochran, 1980; Churcher ve Scaife, 1982). Böylece yetişkin ve bebek aynı şeye bakmaya, yani aynı şeyle ilgilenmeye başlarlar. Nesnelere ve olaylara bebekle yetişkinin aynı anda bakması ve ilgilenmesi, buna referans üçgeni denir, anlam paylaşımı gelişiminin temelidir. Bu paylaşım ve gelişim sonradan bebeği kelime paylaşımı aşamasına götürecektir. İkisi de aynı şeye bakarken, biri onun hakkında konuşuyorsa bebeğin konuşulan nesneyle (veya olayla) gerçek nesnenin arasındaki ilişkiyi kurma olasılığı artacaktır. Yetişkin sürekli bebeğin yaşadıklarını ona tanımlar. Hatta bebek kelimeleri fark etmeye veya söylemeye başlamadan önce yetişkinin sesindeki melodi bebeğin yaşadıklarını anlamasına yardım eder.

Heyecanlanmış bir ses, kaygılı bir ses veya mutlu bir ses tonu bebeğin baktığı nesne ve olayla ilgili duygularını etkilemeye başlar. Bu sebepledir ki, kelimelerin anlamlarını öğrenme süreci tek tek konuşma seslerini öğrenmekle değil, bebeğe konuşulan sesin duygusal tonları sayesinde bebek tarafından öğrenilir. Bu şu demektir, bebeğin duygu düzeyi yetişkinin ses tonuyla kontrol edilebilmektedir. Böylece bebek tek tek kelimeleri anlamadan çok önce onunla duygu durumu yoluyla (heyecen, sevinç, mutsuzluk ve kaygı) iletişim kurulabilmektedir.

Bebekler hayatlarının ilk aylarında aktif ve interaktiftirler. Bildikleri kişilerin seslerini ayırt eder ve tepki verirler. Altı aylıktan itibaren çıkarttıkları seslerin intonasyonu (iniş-çıkışları) ana dillerinin ses sistemine benzer (Menyuk, 1971). Benzer şekilde bebekler kendilerine yöneltilen konuşmalardaki intonasyon kalıplarına da farklı tepkiler vermeye başlarlar. Örneğin, soru sorulduğunda farklı, normal anlatım cümlesinde farklı tepkiler verirler ve bunu sözcükleri anlamadıkları halde, sadece konuşmanın müziğinden (konuşma seslerinin melodisi, intonasyon özelliği) ayırt ederler (Kaplan, 1969).

Bundan sonra bebekler insanları ve nesneleri kaynaştırmaya başlarlar. Örneğin, onuncu ayındaki bir bebek bir oyuncağı işaret ederken annesine bakar; böylece referans üçgeni oluşur. Yani bir nesne ve onun üzerine dikkat kesilmiş iki akıl. Benzer bir şekilde, “al-ver” oyunu oynarken buradaki nesne sosyal etkileşim rolü oynar. Bu beden hareketleri, jestler ve oyunlar bebeğin iletişimi bilerek kurmaya başlamasının işaretidir. Bu jestlere ve hareketlere paralel olarak kullanılan kelimeler ve cümleler bebek tarafından bu aktiviteyi başlatma referansı olarak kabul edilir.

Bütün bu yeni doğan bebeğin iletişim ve dil süreci farklı gelişim gösterecek bebeklerde değişik seyredecektir. Örneğin işitme kaybında veya sosyal gelişim bozukluklarında yukarda anlatılan bebek iletişim ve dil gelişimi seyri farklılaşır. Bu makale anne ve babalara yeni doğan ile nasıl ilişki geliştirmeleri gerektiğini örneklemek için verilmiştir.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.