18 Ağu Down Sendromu Makaleleri
Down Sendromunu (DS) anlamanın önemi
Bir sendromla karşı karşıya iseniz, ona çok farklı açılardan bakmayı öğrenmeniz gerekmekte. Bir anne olarak, baba olarak, kardeş olarak, eğitimci olarak veya dışarıdan bir komşu olarak. Bu her bakışın farklı zihin süreçleri olduğu gibi, duygusal süreçleri de farklı olacaktır. Türkiye de Down sendromuna konuşma ve dil terapisini başlatan ilk kişi olarak (uzmanlık tezim dolayısı ile), gördüğüm ve takip ettiğim çocuk sayısı üç bini geçti. Downlı bebeklerin ve çocukların ne kadar güzel olduklarını sizlere anlatmakla bitiremem. Eğer herhangi bir sağlık sorunları yok ise, eğitilmeleri ve topluma uyumları son derece kolay çocuklar. Bu bölümde size, bana en çok sorulan sorulardan oluşan yazıları derledim. Daha fazla sorunuz olduğunda bölümün en altındaki linklerden soru-cevap grubuna katılabilirsiniz.
Konuşma ve dil terapisine ne zaman başlanacak?
Yeni doğan Down sendromlu bebeğinizde beynin DS lu olma özellikleri altıncı aydan sonra başlamaktadır. Bu durumda altıncı aydan itibaren fotoğraflı dil sistemleri ile çalışmaya başlamak uygundur. Bu çalışmayı göz kontağını ve iletişimi arttırmak için kullanılan bebek işaretleri (veya GörDuyÖğren işaret sistemi) konuşma gelene kadar çocuğun iletişim ihtiyacını karşılayacaktır. Konuşmanın yani tek tek hece ve kelimelerin artış gösterdiği yaş, iki buçuk yaş ve sonraki yaşlardır.
Aktif konuşma terapisine başlama yaşı kaçtır?
Down sendromlu çocuklar kaslarındaki hipotoni sebebi ile yürüme döneminde (24 ay ve üstü) çok hareketli olurlar. Bu hareket onların vücutlarını iyileştirme sürecidir. Çünkü hipotonik kas hareket ettikçe düzelir. Bu dönemde dikkatleri zayıftır. Aktif olarak çocuğu karşınıza alıp faaliyet yapmanız çok zordur. Ben yıllardır, DS lu çocukları 30 ay civarında haftada bir seansa alırım. Öncesinde de 12 aylıktan itibaren görsel kartlar yoluyla dil gelişimi aktiviteleri veririm. Çocuğu asla sürekli masada oturtmam ve ilgilendiği oyuncaklar üzerinden konuşma terapisini yürütürüm. Aileye mutlaka çalışılacak kartları veririm.
Down sendromlu çocukların artikülasyon bozuklukları nasıl düzeltilir?
Down sendromlu çocukların diğer gelişim gerilikleri olan çocuklara göre daha fazla artikülasyon sorunu çıkarttıkları bilinmektedir. Bunun sebebi ağız, çene, dil, damaklar gibi artikülasyon organlarının farklı yapıda ve kas tonusunda olmasındandır. Hipotoni bu artikülatörleri çocuğun hissetmesini ve kontrol etmesini zorlaştırır. Bu sebepledir ki, DS lu çocukların erken yaşlardan itibaren sesbilgisel gelişimleri desteklenmeli ve artikülasyon terapisi almalıdırlar. Sesli harflerin seslerini öğretmek ilk çalışma olmalıdır. Bunu takiben dudak sesleri (b,m,p) ve bu seslerin heceleri, ağız pozisyonları çocuğa öğretilmelidir. Artikülasyon çalışmalarında tekrar sayısı çok önemlidir. Çocuk doğru sesi yakalayıp, doğru söyleyene kadar tekrara devam edilir. Kimi çocuk için bu tekrar sayısı 30 kimi çocuk için ise 100 ve üstü olabilir. Çocuk küçükken yapılan tekrarlar ağız hareketlerinin yanlış oturmasını engelleyeceği için daha yararlıdır. Bazı seslerin s, r, l, z, ş, j gibi, DS lu çocuklarda çok zorluk yarattığı bilinmektedir. Çocuk büyüdükçe yaşına uygun seslerin de konuşmasına katılması gerekmektedir. Artikülasyon terapilerinin prensibi en basit ses biriminin çıkartılıp, bu sesi sesli harf dizilerinde kullanıp tekrar ederek, önce heceleri sonra da kelimeleri çıkartmaktır. Türkçe de bu amaçla yapılmış ilk artikülasyon terapisi mobil uygulama Ayşegül Turan Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulaması, 1700 resim ve altı dilsel-bilişsel oyun yoluyla artikülasyon terapisini aileler için sistematik ve çalışılması kolay hale getirmiştir. Video için bakınız: https://youtu.be/iCOVukID35w
Ayşegül Turan Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulamayı en erken ne zaman kullanmaya başlamalıdır?
Bu nesil çocuklarını tablet ve cep telefonundan uzak tutmak çok mümkün değil. Çünkü herkeste görüyorlar ve ilk yaptıkları taklitler telefon ‘konuşması taklitleri’ oluyor. Çocuğun interaktif olarak katıldığı teknolojik ürünler zararlı olmuyor çünkü çocuktan tepki üretmesini istiyor. Ama çocuğun sadece pasif olarak seyrettiği ve tepki oluşturmasına gerek kalmayan, televizyon veya uzun süreli müzik kliplerinin ben zararlı olduğunu düşünüyorum.
Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulamayı 22 aydan itibaren her gün 5 dakikalık sürelerle çocuğa gösterebilir ve dinletebilirsiniz. Özellikle Down sendromlu çocuklar için uygulamanın içine koyduğum görsel okumayı, 24 aylıktan itibaren çok güzel yapmaya başlıyorlar. Sadece mutlaka bir yetişkin eşliğinde çalışılması gerekiyor. Çocuk 36 ayı geçtikten sonra kendi kendisine de çalışabiliyor. Sadece tek dikkat edilmesi gereken nokta, DS’lu çocukların Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulamayı çok uzun süre kullanacakları bilindiği için, çocuğun bıkmaması için kısa aralıklarla çalışılması önerilir. Bkz. Video: https://youtu.be/W83f4ad1XJM
Çocuğum yemek seçiyor ne yapmalıyım?
Down sendromu olan çocuğunuzda iştahsızlık ve az yeme görülebilir. Genelde kalp problemi olan çocuklar az yerler, ağız içerisinde duyu savunması olan çocuklar da az yerler ve yemeğin dokusunu seçerler. Bebeklikten itibaren ağız içine masaj yaptığımız ve fırçalama teknikleri kullandığımız çocuklarda bu yemek seçme sorununu giderebiliyoruz.
Öncelikle bebeğinizin ağız içi masajlarını dişleri çıkana kadar parmağınızla yapabilirsiniz (Ağız masajı). Dişleri çıktıktan sonra da buna ağız içinde kullanılan masaj fırçaları var, onlarla devam edebilirsiniz. Yüz ve ağız içi müdahalelerin 12 aya kadar yapılması çok daha kolay oluyor. Bu yaştan sonra bebek direnç gösterebiliyor. Yüz Masajı. Daha fazla bilgi için; Ayşegül Turan. (2016). Sevgi Dili Konuşan Çocuklar. Ege Yayınları.
Çocuğunuzun bağışıklık sisteminin gelişmesi kilo almasına bağlıdır. Bunun için çocuğunuza verdiğiniz yiyeceklerin kalorisini yüksek tutmalısınız. Eğer çocuğunuz alması gerekenin altında kalori alıyorsa şunları yapın:
• Çocuğun pudingine krema ekleyin.
• Sebze yemeklerine tereyağı ekleyin.
• Sütlü içeceklere ve sütlaç, muhallebi, puding gibi yiyeceklerinize çikolata eritip ekleyin.
• Patates veya soslarınıza kaşar peynir rendeleyin.
• Çocuğunuza börek ve kek verin.
• Yediklerine mayonez ve zeytinyağı katın.
Çocuğunuzun enerji ve protein ihtiyacı olduğu için içeceklerine kıvam arttırıcı maddeler katın. Bunlar pirinç unu, eritilmiş dondurma, süt tozu ve kahvaltılık gevreklerdir.
Çocuğunuza yeni bir yiyeceği tanıtırken asla öğün olarak ve büyük oranlarda başlamayın. Öğün aralarında küçük miktarda başlamak en uygunudur.
İştahı az çocuklara yemek öncesinde ağızlarına bir çay kaşığı limon suyu damlatmak iştahlarını açacaktır.
Çocuğum çiğnemeye nasıl geçecek?
Çocuğunuz eğer çiğnemeyi bilmiyor veya çok az çiğniyor ise öncelikle tat duygusunu bozmamak için yiyecekleri fazla karıştırmayın. Eğer ağzına hiçbir şey sokmuyorsa önce oyuncaklarını ağzına götürmesini cesaretlendirin. Onları temiz tutun ve çocuk oyuncağı ağzına soktuğunda engel olmayın. Çünkü bu gelişim için gereklidir. Bkz. Görsel.
Sonra çocuk 12 aylık olduğundan itibaren çay kaşığı ile ağzına değişik tatları tanıtın. Bu tatlar sıvı olacak ve tatlı ekşi, acı veya tuzlu olabilir. Örneğin, limon suyu, portakal suyu, yemek suları vb. dir. Bu işlem çocuğun tatlara alışmasını sağlayacaktır.
Sonra kontrollü çiğneme çalışmalarını yiyecek filesi veya görseldeki tülbentle (Bkz. Görsel) çiğneme yoluyla deneyin. Bunu denemenin Down sendromlu bir çocuktaki yaşı 1 buçuktur. Yiyeceği tülbendin içine küçük bir parça olarak koyup ağzın yanlarına koyuyorsunuz. Çene hareketi oluştukça çocuk yiyeceğin tadını alıyor. Biraz çene hareketi, yani çiğneme hareketi oluşturan çocuğa küçük bir zar büyüklüğünde kesilmiş, pişirilmiş havuç, patates, muz vb. verebilirsiniz.
Çiğnemeyi piyasada satılan çiğneme tüpleri ile de destekleyin. Çocuk ağzında ne kadar çiğneme tüpünü tutar ve çevirirse o kadar iyi bir çiğneme şekli oluşturur. Daha fazla bilgi için Bkz. Ayşegül Turan (2016). Sevgi Dili Konuşan Çocuklar. Ege Yayınları
DS lu çocuğumdan nasıl bir dil ve konuşma gelişimi beklemeliyim?
Pek çok araştırma göstermiştir ki, DS lu bebekler 2 buçuk yaş sınırına kadar diğer sıradan gelişen bebeklerle aynı düzeye yakın “anlama” kapasiteleri vardır. Sadece konuşmayı üretmek onlar için zordur. DS lu çocukların içerisinde beceri ve konuşma düzeyleri çok farklı, farklı zihin gelişimleri gösteren çocuklar vardır. Hiç biri bir diğerine benzemez. Bu durumda konuşma gelişimleri de farklı olmaktadır. Konuşma ve dil terapisi aktiviteleri yapılmayan çocuklar bu alanda çok geri kalırlar. İleri yaşlarda DS da konuşmayı öğretmek çok zor ve bazen de imkansızdır . Bu sebeple çocukları 6 yaşına kadar mutlaka konuşturup, artikülasyonlarını düzeltmek gerekmektedir. İyi terapi almış 6 yaşında DS lu bir çocuk minumum dört-beş kelimelik cümlelerle konuşabilir.
Down sendromlu çocukların konuşma ve dil gelişimleri nasıl olur?
Konuşma oldukça kompleks ve koordine bir beceridir. Konuşurken 100 tane kasımızı kullanırız ve bu kasları birlikte çalıştırırız. Bebekler konuşma için gerekli olan kaslarını çalıştırmayı hayatlarının ilk yıllarında emme, içme ve çiğneme yolu ile öğrenirler. Down Sendromu (DS) olan bebekler için bütün vücutlarındaki gevşek kasları harekete geçirmeleri ve çalıştırmaları diğer sıradan gelişimi olan bebeklere göre daha uzun zaman almaktadır. Çünkü zayıf kas tonusu (hipotoni), bebeğin yürümesini, anne sütünü emmesini ve konuşmasını geciktirir.
Aslında DS’lu bebekler ve çocuklar çok güzel iletişim kurar ve jestlerle, yüz ifadeleri ile istediklerini anlatırlar. Fakat konuşma becerileri geç gelişir. Genelde anlaşılır kelimeler 2 buçuk yaşından sonra çıkar ama bu zamana kadar çocuk zaten, beden jestleri ile yarım yarım söylediği heceler ile kendisini ifade edecektir. Çocuğun beden dilini anlamazlıktan gelmek bu yaşlarda doğru değildir çünkü iletişim çabasından vazgeçmesine sebep olabilir. Onun yerine Konuşma ve Dil Bozukluğu Uzmanlarının verdiği alıştırmaları yapmak, hafızalarını kuvvetlendirmek için işaret dili ve dil gelişim fotoğrafları kullanmak, hece kartları kullanmak yararlı olacaktır. Her DS’lu çocuğun mutlaka konuşma ve dil terapisi alması veya bu amaçla yapılmış aktiviteleri yapması zorunludur. Bu terapi çocuk 6 ay olduğunda başlar ve gerek görüldükçe hayatı boyunca devam eder. Bunun planlaması aile ve konuşma uzmanı tarafından yapılacaktır.
DS’lu çocuğa olabildiğince çabuk konuşmayı öğretmek amaçtır. Çünkü çocuk 5 veya 6 yaşlarına geldiğinde en az 400 kelime bilmesi ve söylemesi daha sonra cümle kurabilmesi için gereklidir. Aynı zamanda DS’lu çocuklara özellikle konuşmalarını kolaylaştırmak için işaret dili öğretilir. Bu işaretler çok basit Türk İşaret Dili veya yabancı kaynaklı işaret dillerinden konuşma uzmanınızın düzenleyeceği işaretlerdir. İşaret dili çocuğun 50-100 kelimesini söylemeye geçişinde araçtır. Çocuk konuşmaya başladığında işaretleri bırakacaktır.
DS’lu çocuklar konuşmayı görsel öğrenen çocuklardır. Bu yüzden 12 aylıktan itibaren çocuğunuza günlük nesne resimleri gösterip bunların isimlerini söylemeye başlayabilirsiniz. Bu onun hem hafızasını güçlendirecek hem de kelime anlama ve ifade etmesini arttıracaktır. İşitmesini her sene ölçtürmelisiniz çünkü hafif bir orta kulak iltihabı bile çocuğun dinleme becerisini etkiler ve sesleri duymasını geciktirir. Çocuğunuzla konuşurken karşılık vermesi için ona zaman tanıyın. Talep kar bir çocuk olmayabilir. Siz onu ses oyunları yaparak çevrenizdeki, sesleri ona tanıtarak duyarlılık geliştirmesini sağlayabilirsiniz. Doğumdan itibaren başlayan ve en hızlı olarak 6 yaşa kadar yapılan konuşma ve dil terapisi egzersiz ve ödevlerine bütün aile üyelerinin katılmaları gerekmektedir. Bu yüzden ister özel eğitim uzmanınız isterse konuşma uzmanınız olsun, aile ile birlikte çalışıp yaptıklarını sizlerle paylaşacak ve evde tekrarlarını isteyecektir. Böylece çalışmalar daha kalıcı hale getirilmektedir.
Down sendromlu çocuklarda görsel okuma neden önemlidir?
DS’lu çocukların çoğu üç yaşları civarında fişlerle okuyabilirler. Fakat normal gelişim izleyen bir çocukla, DS’lu bir çocuğa okuma öğretmek arasında fark vardır. Çünkü DS’lu çocukların okuma aktiviteleri dil gelişimlerine uygun olarak düzenlenmek durumundadır. Yani çocuğunuz üç yaşında ve kendisini ‘tek tek’ kelimeler ile ifade ediyorsa, ilk fişlerinin onun bildiği ve anladığını bildiğimiz kelimelerden seçilmesi yerinde olur. Bunları rahatça okudukça yerine yenileri konulabilir. Çocuğun ve ailenin motivasyonunu arttırmak için ilk fişlerin çocuğun konuşmasında olan kelimelerden seçilmesi bozuk telaffuzu da düzeltecektir. Çocuğun bütün kelimeleri sesli olarak okuması başlangıçta beklenemez ve ilgili fişin el işaretini yapması kabul edilir. Daha fazla bilgi için bakınız video: https://youtu.be/U-uWfBX7mIE
Down sendromlu bebek için çevredeki sesleri dinlemek neden önemlidir?
Erken eğitim programlarında öğretilmesi gereken ilk becerilerden bir tanesi “sese karşı tepki ve duyarlılık” göstermelerini sağlamaktır. Bu sesler ev dışı sesler olabilir (araba, tren, ezan, oynayan çocuklar gibi) veya ev içindeki sesler olabilir (kapı, su, çamaşır makinesi gibi). Bebeğinizin bu seslere tepki geliştirebilmesi için başlangıçta bu seslere dikkat çekmeniz ve sesin kaynağına gidip bulma oyunu oynamanız yerinde olur. Veya bebek oturacak kadar büyüdüğünde, bebeğin iki yanına koyacağınız örtülerin veya kutuların altına sesli oyuncaklar saklayıp (çalar saat, müzik kutusu gibi) sesi bulma oyunu oynayabilirsiniz. Bebeğinizin sesten tarafa olan tepkisini sevinerek ve alkış teşvikiyle karşılayın. Down sendromlu çocuğunuzun dinleme becerisi sonradan, konuşma seslerini dinleme becerisi olarak gelişecektir. Konuşma seslerini ayırt etme ve dinlemede (işitsel hafıza) sendroma özgü bir zorluk olduğu, uzun yıllardır bilinmektedir. Konuşma seslerinin ayırt edilememesi, çocukta eksik konuşma kadar okuma ve yazma güçlüğüne götürür. Konuşma seslerinin dinlenmesi ve fonolojik gelişim için yapılmış mobil uygulama bakınız, GörDuyÖğren® Okuma Öğreniyorum1,2,3 ve 4.
Down sendromlu çocuklar kelimeleri nasıl öğreniyorlar?
İngilizce konuşan çocuklarla yapılmış bir araştırmada DS çocuklar 17 aylığa kadar diğer çocuklarla benzer bir kelime kazanım seyri elde ediyorlar fakat bu yaştan sonra sıradan gelişimi olan çocukların öğrenme süreci hızlanıyor ve 26 aylığa kadar kelime kazanımları hızlı oluyor (Miller, 1992). DS lu çocuklar ise 23 aylağa kadar yavaş bir kelime kazanımı gösterirken bu yaştan sonra hızlanıyorlar.
Sonuç olarak söylenilebilir ki, zihin yaşları 17 aylık olan DS ve tipik gelişimi olan çocukların toplam kelime sayıları karşılaştırıldığında iki grup arasında DS aleyhine bir farklılık var. Ama toplam kelime sayıları küçük olmasına rağmen onlar da diğer sıradan çocuklar gibi hızlı kelime kazanımı evresine giriyorlar. Bu da gösteriyor ki kelime edinimleri sırasında DS ve sıradan gelişimi olan çocuklar aynı bilişsel mekanizmayı kullanıyorlar fakat farklı zamanlarda (Miller, 1992). Kısaca 17 aylık olduktan sonra kelime kazanımları sıradan gelişime göre sınırlı kalıyor (Miller, 1992).
Gene Miller (1992) araştırmasının sonucuna göre erken eğitimde kelime kazanımı üzerine çalışmak gerekli. Ayrıca bu araştırmadan çıkan başka bir sonuç da DS’lu çocukların ailelerinin çocuklarının kelime kazanımlarını güvenilir olarak bildirebildikleri de çıkmıştır.
DS lu bebeklerle normal gelişimi olan bebeklerin konuşma öncesi dilsel gelişimlerinde yani çıkarttıkları anlamlı ve anlamsız sesler arasından bir fark bulunmamıştır. Bunun nedenini araştırmayı yapan Dodd (1972) hecelemenin öğrenilmiş bir dil davranışı olmadığı ve bu yüzden de zeka ile ilişkilendirilemeyeceği sonucunu çıkartmıştır. Dodd’un bu araştırmasında 10 tane DS bebek ve 10 tane de normal gelişimi olan bebek yaşları 9-13 aylar arasında olanlar karşılaştırılmıştır. Bütün bu bebeklerin motor ve bilişsel gelişimleri farklılık gösterdiği halde konuşma öncesi sesli ve sessiz sesleri, anlamlı ve anlamsız sesleri açısından bir farklılık bulunmamıştır (Dodd 1972).
Çocuğum çok az konuşuyor ama kendini işaretlerle çok güzel anlatıyor. İşaretleri anlamalı mıyım?
Çocuğun işaretle anlatıyor olması iletişiminin açık olduğunu, ki bu çok değerli bir beceri, ama konuşma sesleri ve heceleri üzerinde hiç çalışılmadığını gösteriyor. Çocuğun işaret dili yetişkin tarafından anlaşılmaz ise, çocuk hırçınlaşacak ve belki de iletişim kurmaktan vaz geçecektir. Çocuğun işaretlerine yalın sesler ekletmeye çalışın. Örneğin “ekmek” için “e” veya “ek” diyebilir. Hala işaret kullanır ama ona ses de eklemiş olur. Diğer taraftan artikülasyon ve konuşma üzerine çalışmaya başlamalısınız. En çok yapılan yanlış “çocuğun işaretlerini anlamayın söylemek zorunda kalsın” görüşü. Bu görüşü savunanlar DS nun konuşma gelişimini hiç bilmeyen insanlardır. Çünkü bu çocuklar hece hece konuşurlar. Hece düzeyinde konuşan bir çocuğu iki hece veya üç hece düzeyinde bir kelime için zorlamak, çocuğu zedeler ve içe kapanmasına neden olur. Çocuğa amaç olarak hep en basit ses birimini tekrar etmesini istemek zorundayız. Çünkü hece sayısı çoğaldıkça kelime, kelime sayısı çoğaldıkça da cümle kurma becerisi artacaktır. Bkz. Hece kartları.
İşaret Dili Neden Konuşmayı Kolaylaştırır?
1. El işaretleri kullanmanın en önemli nedenlerinden bir tanesi bebeğin ve ailenin birbirleriyle iletişim kurma ihtiyaçlarıdır. DS’u olan bir çocuk iletişimin klasik formu olan “konuşma” becerisini oluşturma aşamasına gelene kadar (ki bu 3 yaşları bulabilir) iletişimin uzun bir süre sekteye uğraması ve dil gelişiminin gerilemesi, erken eğitim olanaklarının kaybedilmesi söz konusudur. Dilin çok önemli bir fonksiyonu olan sosyal çevre üzerinde “etki yapabilme ve değişiklik oluşturma” becerileri bu yaşlarda geliştirilmez ise sonradan bunları kazandırmak oldukça zordur. İletişimsizliğin yarattığı negatif duygular, anlaşılamama, hayal kırıklığı, kızgınlık çocuğun iletişim çabasından tamamen vazgeçmesine sebep olabilir.
2. DS’lu bebeklerle el işaretleri kullanırken aynı zamanda bebeğe görsel uyaran da verdiğiniz için, size daha fazla bakmasını, dinleme becerisinin gelişmesini sağlarsınız.
3. İşaret sistemlerinden bazıları özellikle öğrenme güçlüğü olan kişiler için basitleştirilmiş ve konuşulan kelimelerin anlamları hakkında ipuçları verecek şekillerde düzenlenmişlerdir, bu işaretler çocuğun anlamasına da yardımcıdır. Bu amaçla geliştirilmiş işaret sistemi GörDuyÖğren® işaretleri için bakınız video; https://youtu.be/zNssaR1vsqE
4. DS’lu çocukların konuşmaya başladıklarında anlaşılır bir telaffuzla konuşanları olduğu kadar, pek çok sesi eksik söyleyenleri de olabilir. Bu konuşan çocuğun “anlaşılamadım, iletişim çabam başarılı olamadı” türünden duygular yaşamasına neden olur. Çocuklar hareketlerle konuştuklarında bu güçlük azalmakta ve dil gelişimi sekteye uğramamaktadır.
5. Yaygın olarak işitme kaybı yaşayan DS’lu çocuklar dinlerlerken benzer sesleri birbirlerine karıştırırlar. Çocuklarda karıştırıldığına en sık tanık olduğumuz kelimeler uçak/bıçak, tencere/pencere, merdiven/eldiven, köpek/inek sözcükleri olmuştur. Bu sözcükler el işaretleri ile öğretildiklerinde kelimelerin ayırt edilmesine görsel destek verdiği için anlaşılması kolaylaşır ve hafızalarında da daha iyi kalır.
6. Çocuklar anlaşır bir biçimde konuştuklarında, el işaretleri ile konuşmayı bırakırlar.
7. Konuşmalarında ağır artikülasyon (telaffuz) kusuru olan çocuklar konuşmaları netleşinceye kadar konuşurken işaretleri kullanmaya devam ederler. Bu anlamda telaffuz kusuru üzerinde çalışan konuşma öğretmenini de çocukla iletişimi kolaylaşır ve ses düzeltme çalışmalarına zemin hazırlanır.
8. DS’lu çocuklar arasında çok ufak bir grup da olsa konuşmayı öğrenemeyenler vardır ve bu çocuklar için işaret dili iletişim kurmanın önemli ve tek yoludur.
9. Konuşmanın el işaretleri yoluyla öğretilmesinin başka bir nedeni de, hafızayı işler durumda tutup, kelime unutmayı önlemektir.
İşaret sisteminin öğretilmesi, konuşmaya geçişin kolaylaştırılması ve konuşma motivasyonunun desteklenmesi amaçlarıyla yapılır. Bu yüzden el işaretleri konuşmayla birlikte kullanılır. Ama anne ve babanın veya eğitimcilerin bu kolaylaşan yolu kullanmaları ve ses çıkartması yolunda çocuğu desteklemeleri ve motive etmeleri beklenir. El işaretleri çocuğun anlamasına ve konuşmasına yardım etmek içindir, konuşmaya alternatif değildir (Le Provost, P. 1993). Ağır öğrenme güçlüklerine ek olarak başka problemleri olan çocuklar için (konuşma apraksisi/ağır işitme engeli gibi) işaret sistemi, iletişim kurmalarının tek yoludur.
İşaret Dili Nasıl Öğretilir
1. Adım – Anlama: Bebek konuşmak için söyleyeceği kelimeleri önce anlamalıdır. Ama diğer taraftan konuşma ile ilgili beceriler çok erken yaşlarda başlar. Çocuklar genellikle bir ve iki yaşları arasında tek tek kelimeler ile konuşmaya ve isteklerini parmaklarıyla işaret ederek anlatmaya başlarlar. Başlangıçta söylenilen kelimeler doğru olmayabilir ama yetişkinler doğru model olmayı sürdürdükçe ve betimleyici ve genişletici konuşma tekniklerini kullandıkça, çocuk bunları zamanla düzeltir. DS’lu çocuklarla çalışmalarımızda tekrar yapmanın, düzgün olmayan kelimeleri ve sesleri mükemmel bir biçimde düzelttiğine tanık olduk. Bu tekrar bire bir ses tekrarı olabildiği gibi, fişler üzerine yazılan kelimeleri okuyarak veya mobil uygulama yoluyla yapılabilir.
Bebeklerde anlama, başlangıçta belli ses kalıplarının durumla birlikte anlaşılmasıdır. Bu aşamada tek tek kelimeler anlaşılamamaktadır. Basit jestler ve el işaretleri bu durumda da bebeğin anlamasına yardımcı olacaktır.
Konuşurken işaret sistemi kullanmaya, bebeğiniz bir yaşına gelmeden önce başlayabilirsiniz. Bu ilk işaretler bebek için önemli olan kelimelerin işaretleri olmalıdır. Bunlar aile üyelerinin, günlük olayların (uyumak, banyo yapmak, yemek yemek) veya ev hayvanlarının işaretleri olabilir.
Bazen elleriniz meşgul iken bu işaretlerin kullanımı güç olabilir, bebeğiniz otururken onunla oynarken işaretleri yapmak için pek çok fırsatınız olacaktır. Yapacağınız her aktiviteden önce bebeğinize bunu işaret dili + konuşma ile anlatın, bir süre sonra sizi daha fazla dinlediğini ve anlamaya çalıştığını göreceksiniz.
2. Adım – İşaret Dili’nin Kullanımı: DS’lu bebeklerle konuşurken işaret dilinin kullanılması, bebeğe konuşmanın anlamıyla ilgili görsel ipucu verip, dikkatini daha fazla size yönlendirmesi, yüzünüze daha fazla bakıp konuşma sırasında yapılan dudak hareketlerini öğrenmesi kadar, anlamasına da yardımcı olacaktır. Bebek, işaretleri kullanmaya başlamadan önce anne, baba ve ailenin diğer üyeleri ve erken eğitim programını yapan eğitimci bunları kullanıyor olmalıdır. Bebeğe öğretilen el işaretleri bebeğin tecrübelerine, aile kültürüne ve yaşına uygun olmalıdır (Bkz. GörDuyÖğren İşaret Dili Temelli Erken Müdahale Programı https://youtu.be/zNssaR1vsqE). Bebek çevresinde gördüğü el işaretlerini bir süre sonra kullanmak isteyecektir, çünkü bunlar son derece basit işaretlerdir. Kullandığı işaretlerle yakın çevresi üzerinde etki ve değişiklik yaptığını gören bebek dil gelişimin temel bir basamağına, konuşmasının gelişmesi beklenmeden ulaşmış olacaktır. Çünkü dil çevremize etki yapmanın bir yoludur.
Çocuğunuza resimli kitaplar, basit hikayeler okumaya başladığınızda el işaretlerine daha fazla ihtiyaç duymaya başlayacaksınız. Artık bebeğin öğrenmesi gereken şeyler artmıştır ve öğrendiklerini aklında tutması gerekmektedir. Temel kelime haznesi kazanım süreci olan bu süreçte çocuğun çevresinde gördüğü hemen hemen bütün nesnelerin, resimli kartları ile oyunlar düzenleyebilirsiniz. DS’lu olan çocuklarla yaptığımız çalışmalarda bebekliğinden beri işaret eğitimi almış olanların, üç yaşlarına geldiklerinde iki kelimelik tümce düzeyinde konuştukları ve işaretlerini bildikleri nesnelerin adlarını daha rahat öğrendikleri görülmüştür. Gene bu çocuklar konuşmaları anlaşılır düzeyde olduğu ve artık işaretlere ihtiyaç duymadıkları için dört yaşlarında da işaret kullanımını bırakmışlardır.
3. Adım – Konuşma: Konuşma uzunca bir süre önce başlayan, dil öncesi gelişiminin bir ürünüdür. Bebek konuşma için kullanacağı kasları emme, çiğneme, heceleme ve üfleme hareketlerinde kullanır. Böylece söz konusu kaslar konuşma seslerine hazırlık aşaması geçirirler. Bu anlamda yemek yemek son derece önemli bir konuşmaya geçiş davranışıdır. Dudak ve dil egzersizlerini yapmak da aynı derecede önemlidir. Diğer taraftan bebeğinizin ağzının etrafına ve dudaklarına elle masaj yapmak, konuşma gelişimine yardımcı başka bir müdahale şeklidir. Bazen çocuğunuzun doğal olarak dilini çalıştırması için dudaklarını özellikle reçelli ve çikolatalı bırakabilirsiniz. Çocuğunuz dilini aşağı/yukarı, sağa/sola hareket ettirerek dil kaslarını çalıştıracaktır.
Hiçbir çocuk birdenbire net olarak konuşmaya başlamaz. Çalıştığımız DS’lu çocuklar arasında üç yaşlarına geçerken düzgün bir telaffuzla konuşanlar olduğu gibi, kelime içersinde eksik seslerinden dolayı ne söylemek istediğini ancak işaretini yaptığında anlayabildiğimiz çocuklar da oldu. Anne ve babalar artikülasyon çalışmasına yardım eden heceleri, günlük hayatta çocuklarına tekrar ettirebilirler veya artikülasyon ve kelime öğrenimi için mobil uygulama kullanabilirler. 12 aylık hatta öncesi çocuklarla ‘alfabe kartları’ okumanın DS’li çocuklarda konuşacakları dilin seslerini tanımalarına ve bu harflerin hecelerini kelimeler içersinde fark edip, daha rahat tekrar etmelerine yardımcı olduğunu biliyoruz. Aynı derece de hece kartları da çok yarar sağlamaktadır.
Konuşmaya geçiş aşamasında kelimeler içersindeki heceleri, net söyleyemeyen çocuklarınızla kelimeleri heceleterek söyletmeyi deneyebilirsiniz. Fakat çalışmanın sonunda bir seferde söyletmeyi de ihmal etmeyin. Heceleyerek konuşmayı alışkanlık haline getirmeyin çünkü konuşma öğreten kişinin dışında kimse çocuğunuzla kelimeleri heceleyerek konuşmayacaktır.
Çocuğunuz yuva çağına geldiğinde eğer bebeklikten itibaren işaret dili eğitimi alıyor ise, anlama düzeyi yuva yönergelerini anlayacak ve ifadesi ihtiyaçlarını anlatabilecek düzeyde olacaktır. Yuva öğretmeni belli bir işaret sistemini biliyor ise, çocuğun anlamada zorlandığı yerlerde işaretlerle yardım edebilir ama bilmiyor ise zaten yuvalarda çok sık kullanılan harekete dayanan şarkılar ve oyunlar çocuğunuza çok fazla güçlük yaşatmayacaktır.
DS bireylerinde yüz anomalileri
- Damak anomalileri ve dudak hareketlerinde sınırlılık (Spitzer, Robinowitch, & Wybar, 1961).
- Fissured tongue (Blanchard, 1964).
- Aşırı tükürük, tonusu gevşek dil ve küçük çene (Strazzula, 1953).
- Dişlerde düzensizlik (Kraus, Clark, & Oka, 1968).
- Düz burun, sinüsler ve burun pasajları tam gelişmemiştir (Spitzer et al., 1961).
- Bademcikleri büyük olabilir geniz eti olabilir.
- Ağız içi dilin boyutlarına göre daha küçüktür. Dil dışarı çıkabilir.
- Düşük troide bağlı olarak saçlar dökülebilir ve yutakta ödem olabilir.
Alt dudak dışarı dönük olabilir (Oster, 1953).
Dilin hareketliliğini arttırıcı tükürük kontrolünü arttırıcı egzersizler:
• Kulak pamuğu çubuklarını ıslatıp dondurun. Sonra bu soğuk çubukla çocuğunuzun dilinin üstüne yanak içlerine önden arkaya doğru 10-15 kez dokunun. Bu arada çocuğun yutkunmasına izin verin.
• Çocuğunuza dili ile oyun oynamayı öğretin. Köpek gibi dilini dışarı çıkartma, içeri sokma.
• Dili sağa sola doğru hareket ettirmeyi öğretin.
• Dudaklarını yalama, kedilerin pati yalamalarını taklit etsin.
Down Sendrom hakkında daha fazla bilgi için bakınız kitap, “Sevgi Dili Konuşan Çocuklar Konuşma ve Dil Gelişimi, Bozuklukları ve Rehabilitasyonu, Down Sendromu, Otizm ve Kekemelik için Rehber Kitap. 2016.Ege Yayınları.
Down sendromlu çocuğunuzla ilgili güncel bilgileri almak ve soru sormak için, Down sendromlu aileler için kurduğum facebook grubuna isterseniz üye olabilirsiniz:
Down Sendromu Dil-Konuşma Terapisi Platformu
https://www.facebook.com/groups/2109799375918813/?ref=group_header
Down Sendromlu Çocuklarda Mobil Konuşma Terapisi Uygulamaları Neden Artık Önemli?
Down sendromlu (DS) çocukların konuşma ve dil terapisi / rehabilitasyonu almaları gerektiği bilinir, fakat bu terapilerin içeriği hakkında aileler çok az şey bilirler.
Konuşma ve Dil Uzmanı / Terapisti çocuğun yaşı ve durumuna göre test yaparak veya doğal gözlemle, bazı hedefler belirler. Bu amaçlar DS de artık bellidir. Erken müdahale döneminde çocuğun iletişim becerisini açmak ve beynin en aktif dönemi olan 0-3 yaşı kazanmak için materyal kullanımlı müdahaleler yapılır. Bunlar kolay olduğu için ailelere arkası yazılı fotoğraflar, özel hazırlanmış alfabe kartları, gene hece kartları ve işaret sistemi bu müdahalelerden en önemlileridir (Bkz. Ayşegül Turan. Sevgi Dili Konuşan Çocuklar, 2016. Ege Yayınları).
Çocuk üç yaşına gelip yavaş yavaş hece ve kelimeleri olduğunda ise, çok daha farklı bir mücadele başlar. Bu artikülasyonu düzeltme çalışmalarıdır ve çok fazla tekrar ister. Ne yazık ki, DS lu çocuklar artikülasyon organlarının (dil-ağız-dudak-küçük dil-damaklar) farklı büyüklükte olması nedeniyle konuştukları zor anlaşılır. Özellikle erkek çocuklar bundan daha fazla etkilenirler. Ama konuşmanın zor anlaşılmasının tek sebebi artikülatörler değildir. Bütün vücutta olduğu gibi yüzde de hipotoni (zayıf kas dokusu) hakimdir. Beyindeki konuşma merkezinin geç olgunlaştığı çok eskiden beri bilinmektedir. Buna bir de zayıf işitme hafızası eşlik eder. Zayıf işitme hafızası, çocukların yaptıklarını gördüklerini değil de duyduklarını kolay unutması demektir. Bu sebeple konuşma terapisi seanslarında öğretilen ses ve hecelerin çok fazla tekrarına ihtiyaç vardır. Bu tekrarların sayısı çocuktan çocuğa değişir. Kimi DS li çocuk bir heceyi otuz tekrarda öğrenirken, bir diğeri yüz tekrarda öğrenmektedir. Bu sayılar sadece DS li çocuklar için değil, diğer konuşma bozukluğu çıkartan serebral palsi, otizm veya mental geriliği olan çocuklarda da belirgindir. İşte bu noktada mobil konuşma ve dil terapisi uygulamaları devreye girmektedir.
Türkçede ilk konuşma ve dil terapisi mobil uygulamayı tasarlamış biri olarak (Ayşegül Turan® Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulaması) bu uygulamanın ve diğerlerinin (GörDuyÖğren®Okuma Öğreniyorum 1,2,3 ve 4) çocuğa konuşma ve dil öğretiminde emekten ve zamandan büyük tasarruf sağladığını söylemek isterim. Bu adı geçen uygulamalarda çocuğun yirmi dört aylıktan itibaren Türkçenin seslerini konuşma terapisi seanslarına bağlı kalmadan, kendi kendisine istediği kadar dinlemesinin yanı sıra, alıcı dili ve hafızayı onarıcı çok önemli görevleri vardır. Mobil uygulamaların avantajları çocuğu eğlendirmesinin yanı sıra, konuşma uzmanı / terapistin çalışmasına büyük destek sağlamasındadır.
Eskiden çocuğun çalışacağı sesleri defterlere yazar hecelerin resmini yapıştırır ve bir hafta çocuktan çalışmasını isterdik. Fakat çocuklar çok sıkılır ve çoğu zaman yapamadan gelirlerdi. Konuşma terapisi mobil uygulamaları hem çocukların motivasyon düzeylerini arttırdı hem de konuşma ve dil uzmanlarının iş yükünü azalttı. Çünkü bir dil uzmanının Türkçede ki bütün seslerin hecelerini bulmak ve materyallerini hazırlamak yıllarını alır. Diğer taraftan mobil uygulamaya yerleştirilen egzersiz sayısını basılı hiçbir kitap ve kart sisteminde bulmak mümkün değildir (Örneğin, Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulamada bu sayı 1700). Bu sebeplerle uzman tarafından tasarlanmış mobil uygulamalar yararlıdır. Downlı çocuğunuz haftada bir konuşma ve dil terapisi seanslarına giderken, çocuğu desteklemek için mobil uygulamaları kullanmak en ideal çözümdür.
Youtube Ayşegül Turan kanalı
Türkçe Artikülasyon Terapisi mobil uygulama tanıtım sayfası
https://www.facebook.com/aysegulturan67/
Türkçe Artikülasyon terapisi mobil uygulama videosu
GörDuyÖğren® Okuma Öğreniyorum1,2,3 ve 4 mobil uygulama videosu
GörDuyÖğren® Okuma Öğreniyorum 1,2,3 ve 4 mobil uygulama için facebook bilgi sayfası
Çocuğumla Nasıl Çalışacağım
Bütün çocuklar gibi, Down sendromlu çocuğunuzda, onun için yaptığınız erken müdahale ve bilişsel çalışmaları, oyun ve eğlence duygusu ile yapmalıdır. Aşağıdaki altın kurallara uyun:
• Çocuğunuzu kucağınıza alın ve onun kendisini iyi hissettiğinden, anne ve babasıyla olmaktan memnun olduğundan emin olun.
• Çocuğunuzun yavaş öğrendiğini ve öğrettiklerinizin size tepki olarak dönebilmesi için bazen bir senenin bile geçebileceğini bilin.
• Çalışırken sürekli onu bombardıman etmek yerine arada durup, tepki vermesi için zaman tanıyın.
• Önemli olan çocuğun sevgiyi ve kabul edilmiş olduğunu hissetmesidir. Bu güzel duygu onun hayatındaki her şeyin temeli olacaktır.
• Erken müdahale çalışmalarınızı (Alfabe, hece ve lotto çalışmalarını) günlük hayatınızın bir parçası yapın. Ama sadece hafta içi günlerde kullanın. Hafta sonları ve tatillerde kaldırın. Bu çocuğun ilgisini korumaya yetecektir. Yapmak istediğimiz ‘uzun dönem hafızasını’ kurmaktır. Bunu yapmanın yolu da bilgiyi çok kısa bir zaman diliminde fakat devamlı ve uzun döneme yayılan bir sürede vermektir. Öyleyse uzun dönemi düşünün ve her gün düzenli çalışın.
Down Sendromlu Olan Birinin Konuşmasına Nasıl Yardım edebilirim?
• Bebeğinizle onun dilinden konuşun, 6 aya kadar onun hece ve seslerini taklit edin. Bunu normal konuşmanın dışında yapın. Cümlelerinizi ‘burada ve şimdi’ prensibine göre oluşturun. Yani burada ve şimdi olan olaylar ve durumlar ve bebeğin kendisi hakkında konuşun.
• Çocuğunuz konuşmaya başlayana kadar ses çıkartmasını destekleyecek, sesle aktive olan mikrofon veya ışık kullanın. Bunu çocuğun görebileceği bir yere koyun.
• Her zaman ses çıkartma ve dinleme sırasına uyun. Bir çocuk ses çıkartacak bir siz…buradaki sıra ilerideki ‘diyalog’ becerisinin temelidir.
• Onun oyunlarına katılın ve onun gibi oynayın.
• Dominant olmayın, ona fırsat tanıyın.
• Down sendromlu bireylerin düşünce ve cevap verme süreleri daha uzun olacaktır. Bunun için acele etmeyen sabırlı bir dinleyici olun.
• Onunla konuşurken uzun cümleler ve deyimler kullanmayın.
• Olumlu iletişimine olumsuz iletişimden daha çok karşılık verin. Sosyal olarak kabul görmeyecek sesler çıkartıyor ise veya küfür kelimeleri öğrenmiş ve bunları deniyor ise duymazdan gelin. Çünkü karşılık vermek bu davranışın en büyük ödülüdür.
• Konuşmasına model olun. Nasıl söyleyeceğini bir iki kelime ile gösterin.
• Söylemeye çalıştığı sözcükleri ona tekrar edin.
• Kelimeleri söylemeden önce jestlerin ve seslerin kullanıldığı bir iletişim dönemi geçirecektir, bunu anlayın.
• Az soru sorup, daha çok açıklayıcı tarzda konuşmalar yapın.
• İlk hecelerini çıkartıp bunlarla eksik kelimeler kullanmaya başladığında kabul edin. Bunlara jestler ekleyerek kendisini daha anlaşılır yapacaktır.
• Kendi kendisine konuşmasına engel olun. Bölün ve karşılıklı konuşmada yer almasına, diyalog geliştirmesine destek olun.
• Yüz ifadelerini anlamayı öğretin. Böylece karşısındaki konuşmak istediğinde anlayacaktır.
• Eğitimcisi olmaktan çok oyun arkadaşı olun.
• Konuşurken göz kontağını arttırmak için el işaretleri kullanın.
• Konuşmaya başladığında kelimeleri yanlış veya eksik söylediğinde, doğrusunu ona tekrar edin.
• Konuşurken ağız-dil-dudak hareketlerini doğru yapmakta zorlanacaktır. Bebekliğinden itibaren evinizde kendisine bakacağı, birlikte bakıp konuşma hareketlerini yapacağınız bir aynanız olsun.
Sorry, the comment form is closed at this time.