Bu meslek grubuna dünyanın çeşitli ülkelerinde çeşitli adlar verilmektedir. Örneğin Amerika ve Avusturalya’da Konuşma ve Dil Patoloğu, Fransa’da orthophonist, Kuzey Avrupa ülkeleri ve Almanya’da logopedist denilmektedir. Konuşma ve Dil Terapistleri / Uzmanlarının çeşitli hasta gruplarıyla değerlendirme yapabilmeleri ve rehabilitasyonu etkili ve güvenli olarak gerçekleştirebilmeleri için pek çok alanda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu konuda çok büyük bir literatür İngilizce’de mevcuttur. Konuşma ve Dil Terapistlerinin normal insan anatomisi, fizyolojisi, doğuştan veya sonradan oluşan merkezi sinir sistemi hastalıkları, normal dil gelişimi ve bu gelişimin bozulduğu durumlar ve yutma ve yukarı hava-sindirim sistemi olmak üzere geniş bir yelpazede bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
Ülkemizde konuşma ve dil terapistliğinin 2000 in başlarında Anadolu Üniversitesinde master düzeyinde eğitimi verilmeye başlanmıştır.
Kuzey Avrupa ülkelerinde konuşma ve dil terapistliği yani logopedist mesleğinin geçmişi oldukça eskidir. Örneğin Danimarka logopedist eğitimine 1925 yılında başlamıştır. Bu yüzden öncüdür. Başlangıçta logopedist diploması temel öğretmenlik eğitimi üzerine extra verilen bir eğitimle gerçekleştirilmekteydi. Ama bu kurslar artık kapanmıştır. Kurslar daha güncel programlarla yürütülmektedir.
Finlandiya lisans düzeyinde logopedist yetiştirmeye 1947, master programlarına da 1980 yılında başladılar. İsveç’te lisans programları 1964 yılında, master programları 1991 yılında başladı. Master programları Danimarka, Finlandiya ve Norveç’te 5 yıl, İsveç’te ise 4 yıldır. Gene Danimarka ve Norveç’te master programlarında 200 saatlik, İsveç’te 500 saatlik, Finlandiya’da ise 1.200 saatlik klinik çalışma yapılması zorunludur.
Bütün bu yukarıdaki ülkelerin kursu veren fakültesinin kendi oryantasyonu olduğu halde genel olarak kurslarda afazioloji, odyoloji, yarık damak, disartri, disfaji, kekemelik, zihinsel engelli çocukların rehabilitasyonu, fonetik, larinjektomi, çocuklarda konuşma bozuklukları, dilbilim, okuma/disleksi, psikiyatri, nöroloji, orofasiel bozukluklar, eğitim bilimi, psikoloji ve ses standart olarak okutulan konulardır.
Kaynak: Folia Phoniatrica et Logopaedica Vol. 58, No. 1, 2006
Amerika da Konuşma ve Dil Patoloğu diploması lisans düzeyinde ve master düzeyinde veriliyor. Lisansları konuyla ilgili olanlar için master 2 sene, konu dışı olanlar için ise 3 senedir. Bu kurslarda klinik çalışmanın yanı sıra, anatomi, fizyoloji, yutkunma sistemi ve bozuklukları mutlaka okutuluyor. Son yıllarda yeni konuşma ve dil bozukluklarının çıkması ile kurs içerikleri de geliştirilmiştir. Master programı kurs çalışması ve gözetimli klinik çalışma olarak yapılmaktadır.
Kaynak: Folia Phoniatrica et Logopaedica Vol. 58, No. 1, 2006
Bütün kuzey ülkelerinde, (İzlanda hariç; orada bu mesleğin eğitimi verilmiyor) ve Amerika’da logopedist eğitimi insan bilimleri / humanities veya tıp / sağlık bilimleri içerisinde öğretilmektedir. Eğitimin hangi fakülte içerisinde öğretildiği eğitimin kalitesini belirlemiyor. Eğitimin kalitesini yukarıda belirtilen kurs konularının okutulup okutulmadığı, bu konuların klinik olarak uygulanıp uygulanmadığı, öğrencinin bağımsız araştırmasını destekleyecek kütüphane olanakları ve öğretici konumundaki kişilerin konularındaki yeterlilikleri belirlemektedir.
Normal gelişen bir insan, konuşma için kullanacağı, ağız ve boğaz kaslarının gelişimini anne sütü içerken, yemek yerken ve sıvı tüketirken tamamlar. Öyle ki bebekler 18 aylık olduklarında dudak kasları sıkıca kapanabilir ve yemekler ağızlarından düşmez. Bu beceriyi kazanan bebek, ilk dudak seslerini de çıkartacak kassal olgunluğa ulaşmış olur. Yüz bölgesinde zayıflıkları olan çocuklar çoğunlukla belli bir hastalığın sonucu yüz kaslarını kullanamazlar. Veya 4-5 yaşına kadar emzik emmiş ve püre yemiş çocukların konuşma kasları zayıf olabilir ama tembel olamaz. Çünkü söz konusu kaslar hali hazır da çalışmaktadırlar. Bu sebepledir ki, herhangi bir yetişkinin dudaklarının ve dilinin tembel olduğunu söylemek (ki bu terim tamamıyla uydurmadır) bu kişinin yemekleri ağzından düşürdüğü anlamına gelir. Bu da sadece ağır hastalıklarda görülen ender bir durumdur. Ayva yemenin buna iyi geldiği de hiç görülmemiştir.
Dil altı bağı olan çocuk veya yetişkinler telaffuz problemi yaşarlar. Dil altı bağı KBB (Kulak-Burun-Boğaz) hekimleri tarafından rahatlıkla görülebilinir. Türkçe de konuşurken dilin en geniş açı yaptığı ses L sesidir. Dil altı bağı L sesi gibi dil ucunun üst diş yuvasına uzanmasını gerektiren seslerin (bunlar T, D, N gibi) söylenmesini zorlaştırır ama konuşmayı engellemez. ..
Her güzel konuşan güzel konuşma öğretemez; çünkü konuşma yeteneği de yürümek, koşmak, yemek yemek, su içmek gibi doğal olarak yaptığımız ve çok az farkında olduğumuz bir beceridir. Her insanın konuşma merkezi beyninde aynı yerde olmasına rağmen konuşma merkezinin kullanım bölgeleri, kanlanmaları farklıdır. Örneğin kız çocukları konuşma gelişimlerinde erkek çocuklarından hep ilerdedirler. Bu durum hayatları boyunca da devam eder. Anne ve babamızın konuşma becerisi, önceki nesillerin davranışları ve konuşma becerileri, doğduğunuz ortam, kardeş sayımız, kişiliğimiz, ne kadar yüksek sesle kitap okuduğumuz, işitmemiz ve işittiklerimizi dinlememiz hepsi nasıl konuştuğumuzu belirler. Güzel konuşan biri bu saydığım nedenler yüzünden güzel konuşur. Ve çoğu zaman nasıl güzel konuşuyorsun sorusuna da doğru cevap veremez. Çünkü kendisi de bunu bilmez. Ama iş konuşma öğretmeye gelince; ancak konuşma mekaniğini ve dil gelişimini bilen ehli birisi başka birinin konuşmasının yanlışlarını analiz edebilir. Bu kişiler de konuşma konusunda uzmanlığı olan kişilerdir. Dünyanın en ünlü konuşma eğitmenlerinden/ terapistlerinden biri olan Van Riper kekemeydi. Yakın zamanlarda ölene kadar kekemelere ve konuşması bozuk insanlara konuşmayı başarı ile öğretti. Bunlardan veya daha başka bir çok sebepten dolayı ‘‘güzel konuşan güzel konuşmayı öğretir’’mantığı hurafedir.
R harfini kelimelerde çıkartamayan yetişkinlerin bunu çok dert ettiklerine Konuşma Uzmanları çokça tanık olmaktadırlar. Kabul etmek gerekir ki bu sesi çıkartmak yaş ilerledikçe güçleşmektedir. Sesin kazanımı da, kişiden kişiye de farklılık göstermektedir. Örneğin bazı yetişkinler R sesini başta söylerken bazısı sonda söyleyememektedir. Eğer kişi R ötümünü elde etmiş ise bunu kelime başına-ortasına ve sonuna taşımak daha kolay olur. Ama hiç R çıkartamayanlar için sesi keşfetmek çok daha uzun bir süreçtir. Burada R harfini telaffuz edemeyen bireylere verilecek en iyi öneri önce Konuşma ve Dil Terapistinin fikrini almaları ve eğer gerçekten R sesini düzelteceklerine inanıyorlar ise bunun üzerine gitmelerdir. Çünkü hiçbir terapi yöntemi insanın kendi iradesi ve azminden daha üstün değildir.
Diksiyon dersi sadece konuşma bozukluğu olmayan kişilere iyi gelebilir. Eğer yöresel ağızla konuşuyorsanız (örneğin Karadeniz ağzı; Muğla ağzı gibi) bunu değiştirmek için diksiyon dersi alabilirsiniz. Veya topluluk önünde konuşma zorluğunuz var ise diksiyon kurslarına gidebilirsiniz. Veya iş toplantılarında nasıl konuşacağınızı bilmiyorsanız gene diksiyon dersi alabilirsiniz. Ama konuşma bozukluğunuz varsa; kekeliyorsanız, hızlı konuşuyorsanız, harfleri doğru telaffuz edemiyorsanız, diplomalı bir Konuşma ve Dil Bozuklukları Uzmanına/Terapistine gitmek zorundasınız. Çünkü bozuk konuşmayı sadece Konuşma Uzmanları değerlendirebilir ve tedavi edebilir.
Konuşma ve Dil terapisi seanslarında bizler yüze, ağza ve boyuna çeşitli manipülasyonlar yapmak durumunda kalabiliriz. Bunlar aynı zamanda son derece tehlikelidir ve iyi eğitilmiş uzmanların yapması gereken müdahalelerdir. Bu yüzden dernekler tarafından cahilce yapılan kısa süreli kurslar açmak bu mesleğin ve danışanların kötüye kullanılmasıdır. KDT bilimini öğrenmek isteyen gençlerin tanınmış üniversitelerin bünyesinde ve iyi eğitim kadrosu olan ingilizce öğrenerek girecekleri master programlarını tercih etmelerini öneririm. Çünkü bu meslekte ingilizce zorunludur. Kliniği olmayan master programları hiçbir işe yaramadığı gibi danışanına da zarar verecektir.
Bu bir mesleki istismardır. Ailelerin bu konuda çok dikkatli olmalarını ve konuşma ve dil terapisi uzmanlığı diploması olmayan kişilere çocuklarını konuşturmak için gitmemelerini öneririm.
Şu ana kadar konuşmayan kişiyi konuşturacak veya konuşma terapisi yerine geçecek bir ilaç geliştirilmiş değildir. Konuşma ve dil terapileri uzun sürebilirler ama çoğu başarılı terapilerdir.
Konuşma ve Dil Bozuklukları Uzmanları ve Terapistleri konularında teşhis yapma yetisi ile mezun olurlar. Bunun sebebi teşhislerin terapiler sonucu konuluyor olmasıdır. Belli testler ve ölçümler yapılmadan teşhis koymak mümkün değildir. Bazen testlerinize rağmen teşhis için çocuğu veya yetişkini birkaç defa terapi yapmanız gerekebilir. KDT (Konuşma ve Dil Terapisi) bilimi teşhis koyucularını da kendi içinden yetiştirir.
Normal gelişimi göstermeyen her durum bir gecikmedir ve konuşma ve dil değerlendirmesini gerektirir. Gecikmelerin arkasında pek çok çeşitli konuşma bozuklukları çıkabiliyor. Bunlar ancak çocuklar küçük yaşlarda terapi alırlarsa düzeliyor.
Refleksolojinin konuşmayı düzelttiğini gösteren hiçbir veri yoktur. 2010 yılında Atina da yapılan uluslararası kongremizde refleksolojinin konuşmayı düzelttiği ile ilgili hiçbir bildiri sunulmamıştır. Ayrıca literatürümüzde de böyle bir bilgi mevcut değildir.
Hiçbir kekeme sürekli kekeme değildir. Kişilerin ve çocukların iyi dönemlerinde konuşmaları akıcı ve normaldir. Bu yüzden kekemelikle ilgili araştırmaları yapmak çok zordur. Kişi bir gün çok bozuk konuşurken başka bir gün çok iyi konuşur. Bu da konuyu bilmeyen kişileri çok rahat yanıltabilir.
Kekemelik konuşma ve dil terapistlerinin en çok uğraştığı ve tedavisi en güç olan konuşma bozukluğudur. İlacı veya kısa dönemde sonuç veren bir tedavisi yoktur. Şu ana kadar 300 tane kekemelik nedeni bilimsel olarak belirlenmiştir ve bir o kadar da belirlenmemiş nedeni vardır. Kişiye özgü konuşma terapisi planlanmadan tedavisi mümkün değildir. Kekemelikte kısa süreli düzelmeler görüldüğü için geçtiği yanılgısı oluşur. Konuşma terapisi böyle durumlarda danışanına en uygun terapiyi planlar ve bu planlama yaşlara göre kekemeliğin şiddetine göre değişiklik gösterir. Kekemelikteki konuşma terapisini sadece konuşma ve dil terapistleri planlarlar ve diğer meslek gruplarıyla birlikte çalışırlar.
Bir süredir internet ortamında çocuklarda konuşma bozuklukları hakkında bilgi vermek amacıyla yapmış olduğum videoların ve adımın ilgimin olmadığı sayfalar ve ticari merkezler tarafından reklam amaçlı olarak kullanıldığına tanık olmaktayım. Bu suistimallerle ilgili hukuki işlemler yürürlüktedir. Benimle bağlantı kurmak isteyen kişilerin sadece bu internet sayfasını ve kendi e-posta adresimi Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. dikkate almalarını rica ederim.
Ziyaretçiler